Bir şekilde paylaşmış bulunduklarımdan daha

Gider ayak yazarım. İsterim ki engel olmasın hayatım. Kafiye bulmak kolay. Her uyanı yazarım. Nerde sanat? Felsefe edebiyat! Boşver sen redife bak! Sana herkes yazar. Bir ben susarım… Yaklaştığı zaman ölüm, Belki duyulur diye sesim, Karalamalarımı hatıra için paylaşırım. Hele ikinci sınıf bir ülkede siyasetçi, futbolcu, şarkıcı olmak lazım. Yaşarken para etmez şiir resim…

….

Sözlerimden bıkarsan, Aynaya bak şarkı söyle… Ama eski şarkılardan olsun, Zamane şarkıları piç… İlham perimi beğenmezsen, gözlerini kapatıp söyle… Sesimden de bıkarsan, bir şiir kitabı aç… Eğer bir müzik duyuyorsan, ve aklına geliyorsam… Yine de benden bıkmışsan, Kendi kendine söyle…

….

Ben de değiştim… Yazdım da ne buldum? Ekmeğini de yemedim… Ne hovardalık ettim, Ne de doydu karnım… Ben de yazmam! Bu çağda hem! Ah olsa param, Uyak da aramam! Ölçü kim? Ben kim? Ama kime ne anlatayım? Olmasın varsın parlatacak çevrem! İstemem artık kalsın sesim! Gel! Birlikte göçüp gidelim?

‘Ne kadar ekmek, o kadar köfte’ Sonuçta etmenlerden biri de çevre. Veri azaldıkça basitleşiyor her hece. Ve iki satırlık bilgime, Yaşanamayanlar da eklenince, Sırf bunun için yaşadıklarımı düşününce, Değersizleşiyor her şey gözümde…

Bir de boğuyorum kendimi kalıplara, ölçülere… Oysa belki kolaydı yazmak özgürce… Mübalağa da bir sanat! Ne doldurur yerini? Hayallerimden de ötedeysen, ne yazılabilinilir? Sen, senin yerini doldurabilir misin? Yoksa ben senin yerine birini koyabilir miyim? Yoook! Sen de kal! O da gelmesin!

….

Kimsesiz

Bizi kimse sevmedi

Geceler boyu bekmedi

Derdimizle dertlenmedi

Acımızı görmedi

Yaşımızı silmedi

Kimseden değer görmedik

Kimsenin omzuna yaslanmadık

Kimsenin de peşinden koşmadık

Hiç alnımızdan öpülmedik

Bir dala tutunmadık

Düştüğümüzde kaldırılmadık

….

Bitecekmiş?

Geçip gidip yitecekmiş?

Sonu gelmiş?

Devri âlem olacakmış?

Hayatımıza kim ne katmış?

Alıp gidecekmiş?

Ne yandaşız ne yoldaş

Dünyadan geçen bir vatandaş

….

Ne Veli ne de deli

Ne İstanbul’u dinler kapalı gözleri

Ne de nota bilir söver Leyla’ya Neyzen gibi

Bazen bir şeyler karalar sanki anlar gibi

Cehennem değil hakkı cennet ondan kurtuldu

Bu yalnızlığının hamuru kimbilir nerde yoğruldu

Meleğin onla işi olmaz şeytan peşinde yoruldu

Dereyi geçti de bir kaşık suda boğuldu

Bazen deli bazen de veli Nuri

Gariptir sövmeden karalar gelmişi geçmişi

Bir hatıra bir yâdigar olarak Osman Nuri

Manisa’lı (…) tanıyıp bildiğini sandığın biri

….

Acı

Ekmek, su, biraz tuz. Kutsal olan ne varsa çiğneyip yutmuşuz. Her şey gelip geçici unutmuşuz. Bâki olan ruhumuzun yalnızlığından yorulmuşuz. Hangi bedende mutlu olmuşuz? Üç gün orda beş gün burda sürünmüşüz. Varsa yoksa mutluluk! Biz acıyı paylaşmayı unutmuşuz…

_x_ ikinciye yazıldı

İşte tam bu zamanlarda gelen bir ağrı var. Karşı konulmaz bir his beni sarmalar. Ne yaşadın? Ne gördün? Yazılabilinir ne var? Olmasa hayalin yaşamak neye yarar? Fısıldamazsa kulağına kim ne yazar? Suskunlugun kime ne yazar? Ordan burdan alıntı, çalıntı duygular
-Osman nuri

Xte paylaşılmış bulunulmuşlardan Labirent

Söz bitti. Saat, bu saat. Durup düşünmek için geç. Vazgeçmek için de çok geç. Her yol ayrımında başka dem. Labirentin içinde karşılaşıp durmak da dem. İşte bir sapak daha! Sen sola, ben sağa! Birimiz bir yol bulsa diğerimiz feda….

+…..

Kötüsü (x’te yazmışım öncelerde)

Karanfiller menekşeler güller Bunlar hâlen güzel günler Ufak tefek sıyrıklar Kimlere harcanmış yıllar Kırk kırkbeş elli Gelecek dünden belli Aklı hâlen ince belli Güzü var hazanı var Bir yârenin selamı var Dert etme bu da geçer İleride daha kötüsü var.

Bilgi beni özgür kılar

…..

Çok zaman kaybettim Ve biraz da inanç Tuzlu su içip susamak gibi biraz Aklım senle doluyken hıncahınç Yalnızca yalnız yaşamak gibi biraz Yanılgı yanımsatma yorumlarınız gibi biraz Biraz daha bilgiye ihtiyacım var Bilgi beni özgür kılar.

Kıyamete dek(paylaşılınmış bulunulmuş bir şeyler daha)

Evrendeki her şey gibi dönüşüyorlar İçlerindeki karanlık ışığı emiyor Işık asla kaynağına geri dönemiyor Yolun başında var olan ışık sonundaki karanlığa teslim Umut inanç belirsizlik sonlu sonsuzluğun içinde dengede tutuyor onları asla sahip olamayacakları sonsuzluk

+-……

İyilik güzellik varlık başlangıcı ve sonu olana ne kadar da emanet? Sonlu varlığından geriye kalacak irade de ödünç Ruhun ne cennetin krallığına ne de cehennemin dibine ayit

+….

….+-_

Her şey güzel olmayacak

Belki yalnız kalacağım kalabalıklar ortasında

Etrafımdan zaman da akıp geçecek

Öylece kalacağım tadilat edilemez ruhumla

Her şey çürüyecek

Sevgi dolu kalbim bile

Ruhuna aşık ruhum hep kalacak

Yalnız sana ayit yalnız seninle

+-_………

Yasa(bu da bir şekilde bir yerlerde paylaşılanlardan)

Bir galaksi bir yıldız sistemi tıpkı atom çekirdeği ve protonlar gibi süzülürken dengede karanlık madde evrende sararken her şeyi bir süper nova gelip silip geçti etrafında döndüğümüz güneşi Bir noktadan oluşup büyüyen evrende etrafımızı bilmediğimiz bir yasa sardı

+….

Hiçliğin içinde süzülen Hiçbir dengeye sisteme amaca bağlı olmayan Varlığının etkisi evreni ilgilendirmeksizin var olan bir beden Rolü kaos karmaşa kargaşanın dengesinde bir beyin Ve ızdırabı bedeni olan bir ruh Kim anlayabilir?

-…..+

Şüphe

Öyle bir yerdeyim ki; ne gece örter üstümü, ne de güneşin ışığı kör eder düşmanı.

Öyle bir dardayım ki; zaman bile körelir de kesemez acımı.

Ne yaparım ben bu cüzzam gibi kemirgen kararsızlığı?

Her yerimi sarıp sarmalamış bitmeyen bir endişe, kaygı

+…….